Bütün bu tanımlamaları bir kenara bırakarak,
Türkiye gerçekten tarihi bir dönüm noktasında ve kimin neyi neden söylediği çok önemli
Etrafımızda oluşan güç boşluğunda en avantajlı ülkeyiz,
- AB ve etkisi zayıflıyor, sürekli kan kaybediyor.
- Rusya Ukrayna ile cebelleşirken etki alanlarını isteyerek veya istemeyerek terk ediyor.
- ABD Çin’e odaklanmak ve gücünü orada konsantre etmek istiyor.
Doğa gerçekten boşluk sevmez, Türkiye eğer yapısını hızlı bir şekilde bu oluşan yeni duruma göre reformize etmez ise genişleyemez.
Genişlemez ise yepyeni tehditler ile karşılaşacağız ve bence Türkiye’nin mevcut hali ile bunu göğüslemesi imkansız, bölünüp parçalanmaması mümkün değil.
Dolayısıyla içe kapanmacı sürekli Türkiye’yi belli sınırlara, çizgilere sığdırmaya, hapsetme üzerine söylem geliştirenlere dikkat etmek gerekiyor.
Bu zihniyet İslamcı olur, milliyetçi olur, Atatürkçü, liberal olur, AB’ci olur ve her türlü kılığa girer.
Hatta genişlemeyi sınırlamak ve belli kalıplara sokarak Türkiye’yi çeşitli coğrafyalardan uzaklaştırmak üzerine mesela sadece Turancı bile olabilir.
Kimin ne olduğundan çok ne dediğine bakmamız gereken bir dönemdeyiz.
İslam düşmanı siyonist ırkçı (kanzi) modelini sadece ilkokul bebelerine yedirebildiklerini anlayınca
Hafif İslam soslu siyonist dostu ırkçı (anonsünni) modeli hayata geçirdiler.
Tam da Türk-Kürt-Arap tarihi barışına, Kudüs ittifakına gidilirken. Zamanlama çok kritik.
Uyanık olmazsanız siyonistin kuklası olursunuz.
Kim Türk-Kürt-Arap ittifakına zarar veriyorsa İsrail’e en büyük iyiliği yapıyordur. İsrail’in en büyük dostudur.
İsrail’e dost olan bizim düşmanımızdır.